Antikalar E-posta Listesi

Türk Sanat Piyasasından haberdar olmak için, en güncel müzayedeleri takip etmek için lütfen eposta listemize üye olun.

         

123 Street Avenue, City Town, 99999

(123) 555-6789

email@address.com

 

You can set your address, phone number, email and site description in the settings tab.
Link to read me page with more information.

Sanatsal Bir Perspektiften Türkiye’de Cam

Sanatsal Bir Perspektiften Türkiye’de Cam

PROF. MUSTAFA AĞATEKİN

 

Mustafa Ağatekin, “Gündüz”, kalıpla şekillendirme. Fotoğraf: Serhat Özdemir

Mustafa Ağatekin, “Gündüz”, kalıpla şekillendirme. Fotoğraf: Serhat Özdemir

Cam, tarihsel süreçte tıpkı seramik gibi zanaattan gelen bir dal olarak sanat alanı içerisine konumlanarak gelişip yaygınlaşmıştır. Bu konumlanışın evrelerine evrensel ölçekte baktığımızda; Endüstri Devrimi sonrasında cam alanında meydana gelen teknik ve teknolojik yenilikleri, el sanatları akımlarıyla gelen değişimleri, uluslararası fuarlarda ve özel sektör girişimlerinde camın da yer almaya başlamasını, cam eğitiminin yaygınlaşarak okullaşmanın başlamasını ve son olarak 1960’lı yıllarda Amerika da oluşturularak yaygınlaştırılan, Stüdyo Cam Hareketi’ni saymak gerekir. Bu uzun soluklu süreçte camın zanaat dalı olmaktan çıkıp, sanatsal bir ifade aracı haline gelişinde yukarıda belirtiğimiz evreleri birbirinden bağımsız değerlendirmek mümkün değildir. Her bir evre şu anda gelinen noktanın hazırlayıcısı olmuştur ancak, bu evrelerde Çek Cumhuriyeti ve Amerika’daki gelişmelere ayrı bir parantez açmak gerekir.

Çek Cumhuriyeti, dünyada camın mesleki eğitim düzeyinde öğretiminin yapıldığı okulları ve 13.yüzyıl’dan bu yana sahip olduğu köklü cam geleneği ile cam sanatı tarihinde önemli bir yere sahiptir. Bu güçlü gelenek içerisinde sayısız usta ve sanatçının yetiştiği topraklarda, özellikle cam malzemenin heykel bağlamında değerlendirilmesi noktasında en dikkat çeken sanatçılardan biri Stanislav Libensky olmuştur. Libensky’nin eserleri cam sanatı tarihinde cam heykel tanımlamasını ortaya çıkarmış ve cam ilk defa bu kadar büyük ebatlarda ve heykel estetiği içerisinde değerlendirilmeye başlanmış böylece sanat alanı içerisindeki yerini almıştır. Bugün Libensky’nin açtığı yolda aralarında Dale Chihuly, Bertil Vallien, Danny Lane, Martin Janecky gibi pek çok sanatçısını görmek mümkündür.

1960’lı yıllarda Harvey Littleton öncülüğünde Amerika’da ortaya çıkan Stüdyo Cam Hareketi ise cam malzemenin plastik sanatlar alanında popülerleşmesi ve yaygınlaşmasının önemli basamaklarından biridir. Hareket cam eğitiminin yaygınlaşmasına ve bu anlamda bir okullaşma hareketinin hızlanmasına da zemin hazırlamıştır. Okullaşmayla genel bir sanat ve tasarım bilgisinin verilmesi yanında, cam sanatı, cam teknikleri ve cam tasarımı gibi konular hakkında akademik anlamda düzenli bir eğitim verilmeye başlanmıştır. Bu süreç içerisinde düzenlenen sergilerde, cam malzemenin yer almaya başlaması camın daha çok kişi tarafından fark edilmesini ve cam malzemeye yönelimi arttırmıştır. Amerika’da başlayan Stüdyo Cam Hareketi 60’lı yılların sonu ve 70’li yılların tümünde Avrupa, İngiltere, Avusturalya ve Asya’yı da etkisi altına alarak yayılmıştır. Hareketin sonuçlarını ve etkilerini bugün bile görmek mümkündür.

Türkiye’de ise sanatsal perspektifte cam denildiğinde, konu iki ana başlık altında değerlendirilebilir; eğitim ve sanat. Bu bağlamda özellikle 2000’li yıllardan itibaren camın hem sanat hem de eğitim boyutuyla tanınmaya ve yaygınlaşmaya başladığı rahatlıkla söylenebilir. Bu tanınma ve yaygınlaşmada gerek ulusal gerekse uluslararası ölçekte rol alan pek çok aktör bulunmaktadır, dolayısıyla gelişim çizgisini besleyen kanallar birden fazladır.

Eğitim bağlamında Türkiye’de toplumun tüm kesimlerine açık şekilde özel cam eğitimi veren ilk ve tek kurum 2002 yılında İstanbul Beykoz’da kurulan Cam Ocağı’dır. Cam Ocağı kurulduğu günden bugüne, camın sanatsal çizgisinin yaygınlaştırılması, tanınırlığının arttırılmasında önemli bir rol oynamıştır. Cam Ocağı dünyadaki diğer cam okullarında olduğu gibi özel cam eğitimleri vermekte, düzenli olarak gerçekleştirilen çalıştaylarda uluslararası alanda faaliyet gösteren sanatçılarla sanatseverleri buluşturmaktadır.

İlker Yaman, “Python”, kalıpla şekillendirme. Fotoğraf: İlker Yaman

İlker Yaman, “Python”, kalıpla şekillendirme. Fotoğraf: İlker Yaman

Yakın dönemde camın sanat ve tasarım bağlamındaki eğitim kurguları içinde, mesleksel sanat eğitimi (lise, yüksekokul ve fakülte düzeyinde) ve özel eğitimler şeklinde (vakıf, dernek ve özel okullar düzeyinde) yaygınlaştığını görmekteyiz. Türkiye’de bulunan 53 Güzel Sanatlar Fakültesi bünyesinde; dördü lisans, ikisi yüksekokul düzeyinde aktif olarak cam eğitimi veren, ikisi de bölüm kurulmuş olmasına rağmen eğitimine henüz başlamamış, toplamda sekiz birim bulunmaktadır. Türkiye’de üniversite düzeyinde cam alanında lisans eğitiminin bağımsız bir bölüm ve program olarak ele alındığı bölüm; 2004 yılında Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi bünyesinde kurulan Cam Bölümü’dür. Bunun yanı sıra Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi ve Marmara Üniversitesi Seramik-Cam Bölümleri de, Türkiye’de cam alanında aktif olarak lisans eğitimi veren kurumlar arasındadır. Her iki bölüm de 2012 yılında cam ana sanat dallarında gerçekleştirdikleri projelerle, yeniden yapılanmaya gitmiş, cam eğitimi ile ilgili alt yapı ve donanımlarını geliştirmiştir.

Eğitim dışında sanat başlığına geldiğimizde, öncelikle Türkiye’de cam alanında faaliyet gösteren sanatçılara bakmak gerekir. Bu açıdan bakıldığında; 2000’li yılların öncesinde Fahri Kaplan, İzzettin Baki, Cenan Uyanusta, Erkin Saygı-Rüçhan Topaloğlu, Ekrem Özen, Gültekin Çizgen. Sonrasında; Heyecan Ural, Mustafa Ağatekin, Yasemin Aslan Bakiri, Tülin Yiğit Akgül, Gülin Algül, Felekşan Onar, Yücel Kale, Ekrem Kula, Yeşim Sanatçı, Meral Değer, Emel Vardar, Gamze Eskinazi, Yasemin Sayınsoy, Ömür-Fatih Duruerk, Gülfidan Özmen gibi sanatçıların kişisel ya da karma sergi organizasyonlarında yer aldıkları görülmektedir. Son yıllarda bu alanda faaliyet gösteren genç sanatçıların varlığı da bu gelişim içinde büyük bir öneme sahiptir. Bunlar arasında; Ebru Susamcıoğlu Agah Barışcan Aksakal, İlker Yaman, Güçlü Polat, Ufuk Akbey, Derya Geylani, Sema Okan Topaç, Payam Latifi, sayılabilir.

 Derya Geylani, “Lezzet”, sıcak cam şekillendirme. Fotoğraf: Derya Geylani

 Derya Geylani, “Lezzet”, sıcak cam şekillendirme. Fotoğraf: Derya Geylani

Türkiye de cam alanında en yoğun hareketliliğin görüldüğü 2000’li yıllarda yapılan sanatsal faaliyetler değerlendirildiğinde; 2005 yılından 2010 yılına kadar; İzmir, İstanbul, Ankara, Antalya ve Eskişehir olmak üzere yedi şehirde gerçekleştirilen Cam Dostları Grubu sergileri, ülkedeki cam ile ilgili sanatsal potansiyelin keşfedilmesi açısından önemli organizasyonlar olarak görülmelidir. Bu süreçte ayrıca Eskişehir ve Denizli, özellikle cam alanında attığı önemli adımlarla dikkat çeken şehirlerimizden olmuştur. Eskişehir’de 2007 yılında Eskişehir Çağdaş Cam Sanatları Müzesi’nin açılması, Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Cam Bölümü’nün “Camgeran 2010” adıyla düzenlediği Uluslararası Katılımlı Uygulamalı Cam Sempozyumu dikkat çekmektedir. Türkiye’de cam alanında o yıllarda görülen hareketliliğin önemli göstergelerinden biri olarak kabul edilebilecek bu organizasyonla, ilk defa camın sanat, tasarım, arkeoloji, mimarlık, mühendislik ve endüstriyel tasarım gibi farklı alanlara açılımı sağlanmıştır. Aynı sempozyum kapsamında Eskişehir Büyükşehir Belediyesi ve Anadolu Üniversitesi ile ortak düzenlenen Cam Yarışması da ülkemizde sanatsal alanda düzenlenen ilk cam yarışması olma özelliğini taşımaktadır. Ayrıca 2010 yılında Odunpazarı Sıcak Cam Stüdyosu kurulması ve gerek Anadolu Üniversitesi gerekse yerel yönetimler düzeyinde verilen desteklerle Eskişehir, cam sanatları merkezi olma yolunda ilerlemektedir. Eskişehir’deki bu gelişmeler düzenlenen festivallerle devam etmektedir. Bu festivaller arasında, Odunpazarı Belediyesi tarafından; geçtiğimiz yıllarda dördüncüsü düzenlenen Uluslararası Odunpazarı Cam Festivali, ülkemizde gerçekleştirilen ilk sıcak cam festivali (2012) olma özelliğini taşımaktadır. Yine 2012 yılı içerisinde Denizli Büyükşehir Belediyesi ve Karma Tasarım Stüdyosu’nun düzenlediği Denizli Cam Festivali de önemli organizasyonlardan biri olarak tarihe geçmiştir. Denizli Cam Festivali’nin uluslararası ölçekte cam bienaline dönüştürülerek devam etmesi ve 2017 yılında dördüncüsünün yapılacak olması da Türkiye’de camın, sanatsal anlamda istikrarlı bir şekilde gelişmesine katkı sağlamaktadır.

Festivallerin yanı sıra İstanbul’da 2014 yılında Pera Müzesi’nde açılan “Aurora Kuzey Ülkelerinden Çağdaş Cam Sanatı” sergisi ve yine aynı yıl İzmir’de Arkas Sanat Merkezi’nde açılan “Galle, Daum, Lalique-Camın Şairleri” sergileri yakın zamanda gördüğümüz önemli organizasyonlardır.

Türk Cam sanatçılarının eserlerinden oluşan bir seçkinin yurt dışında toplu olarak sergilendiği ilk organizasyon olması açısından; 2014 yılında İsveç’te Stockholm ve Boda Glasbruk’ da “Akdeniz İzlenimleri- Türk Camı” sergisi de, cam adına gerçekleştirilen önemli organizasyonlar arasında yer almaktadır. İsveç’te iki ayrı yerde sergilenen bu sergi, ulusal ölçekte çok sayıda Türk cam sanatçısını uluslararası platforma taşıması ve tanıtılması bağlamında ayrı bir öneme sahiptir.

Sonuç olarak; Türkiye’de sanatsal bir perspektiften cam alanında meydana gelen gelişmelere baktığımızda; 2000’li yıllarda başlayan ve bugün de artarak devam eden bir gelişim görülmektedir. Bu gelişim süreci; cam eğitiminin özelde ve üniversiteler düzeyinde verilmesiyle başlayan, ulusal ve uluslararası sergi, sempozyum, festival, çalıştay’larla büyüyen bir dönemi kapsar. Türkiye deki sanat ortamı içerisinde hem sanatseverlerin hem de sanatçıların, cam alanına gösterdiği ilginin artarak devam etmesi ve son zamanlarda sanat galerilerinde görmeye başladığımız cam sergileri bu gelişimin kararlı ve tutarlı bir çizgide sürdürüldüğünün göstergesidir ve bu durum Türk Cam Sanatı’nın geleceği için de umut vericidir.