Antikalar E-posta Listesi

Türk Sanat Piyasasından haberdar olmak için, en güncel müzayedeleri takip etmek için lütfen eposta listemize üye olun.

         

123 Street Avenue, City Town, 99999

(123) 555-6789

email@address.com

 

You can set your address, phone number, email and site description in the settings tab.
Link to read me page with more information.

Osmanlı Saraylarının Işıltısı Bohemya Kristalleri

İzzet Keribar

Avrupa’da kristalin keşfedilmesi binlerce yıllık geçmişi olan cam sanatında yepyeni bir dönemin başlamasına neden oldu. Aslında bazı jeolojik katmanlarda doğal olarak bulunan şeffaf kaya kristalinin orta çağda birçok dekoratif eşyada kullanıldığının örneklerini Avrupa Müzeleri’nde görmekteyiz. Ancak, kristal işçiliği 17. Yüzyılda Avrupa’da gerçek bir sanat haline gelmiştir. 

Cam sanatı ve kristal yapımı, Avrupa’da özellikle iki ülkede çok gelişmiştir. Bunlardan Venedik cam sanatının en eski merkezi olarak kabul edilir. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu sınırları içindeki “Bohemya” diye anılan bölge ise 16 yüzyıldan sonra cam sanatında söz sahibi olmaya başlamıştır. 

Bohemya’nın 19 yüzyılın ilk yarısında cam işçiliğinde birinci sıraya yükselmesi ve Bohemya kristallerinin dünya evrensel kültür mirasında yer almasının nedenlerinden biri potasyum, kurşun, manganez gibi önemli katkı maddelerinin ve fırınları besleyecek yeterli odunun bölgede bol miktarda bulunmasıdır. Ayrıca, Eski Bohemya (bugünkü Çek Cumhuriyeti)’nin transit yolları kavşak noktasında bulunması da önemli bir nedendir. En önemli neden ise 17 yüzyılda IV. Şarl ve II. Rudolf dönemlerinde cam ve kristal işçiliğinin ulusal bir gelenek haline gelmesidir.

Venedik’te Bohemya’dan çok daha eski tarihlerde cam renklendiriliyor ya da boyanıyor, özel taşlarla kesilerek dekorlanıyor ya da üstüne gravür yapılarak işleniyordu. Ama işçilik sırlarının Bohemya cam ustaları tarafından elde edilmesi sonucu 19 yüzyılda Venedik, cam sanatında tahtını Bohemya’ya kaptırdı.

Işığı yansıtma ve kırma özelliği ile Venedik üretiminden çok üstün olan Bohemya ürünlerinde gelişme hızlanarak devam etti. 18 yüzyılın sonlarında porselen benzeri bir ürün olarak sunulan opal beyaz cam, saydam cam boyaları ve pürüzsüz beyaz kristal, 19 yüzyılın ilk yarısında cam sanatında o güne kadar görülen en büyük gelişme olarak kabul edildi. 

Avrupa’da porselenin keşfinin üzerinden yüzyılı aşkın bir zaman geçtiğinden, tasarımcılar farklı bir takım arayışlar içindeydiler. Eski sodyum esaslı camlar gravür işlemeye ve kesime çok uygun değildi. Oysa artık rubi kırmızısı, kobalt mavisi, zümrüt yeşili keşfedilmiş, iki tabakalı cam tekniği geliştirilmiş, camın kesimi, siyah mine ile kabartmalı altın süsleme tekniği, altın ile gümüşün bir arada kullanılması gerçekleştirilmişti. 

Michael Miller tarafından 1709’da keşfedilen, doğal kaya kristalinden daha pürüzsüz saydam kristal de bu gelişmelerden çok önemli bir tanesidir. 

Bohemya 18 yüzyıldan başlayarak Rusya, İspanya, Portekiz, Polonya gibi Avrupa ülkelerine ve Kuzey Amerika’ya kristal ihraç etmekteydi. Bohemya’da üretilen renkli camların, incik boncukların Kızılderililerle pazarlık ve takaslarda kullanıldığı da bilinmektedir.

19 yüzyıl başlarında Napolyon savaşlarının Orta Avrupa’da neden olduğu kaos sonucu Bohemya Venedik’in yanı sıra, Fransız (St. Lonis ve Baccarat). İrlanda cam üretimi ile ciddi bir rekabete girdi. Bu dönemde ortaya çıkan durgunluk birkaç yılda aşılarak yaratılan yeni Bohemya ürünleri ile yeniden zirveye oturuldu. Bu arada Biedermeir Dönemi (1800-1857)’ı ve kristale işlediği eşsiz portrelerini burada anmadan geçemeyiz. 1830’larda başlayan altın dönem aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğu’ndan ve İran’dan alınan siparişlerin hazırlandığı döneme de rastlamaktadır.

18 yüzyılda Viyana ve Saksonya’da Osmanlı İmparatorluğu için porselen ihracatında yapılanlar bu kez renkli kristallerde de yapılmaya başlandı. O dönemlerde Türkiye ve İran’da kullanılan geleneksel formlar incelenerek, Avrupa’dakilerden farklı formlar yaratıldı. Özellikle tabak, şekerlik, akidelik, bardak, kulplu ve kulpsuz sürahi, dedekülahı diye bilinen irili ufaklı, bazen sivri ve uzun kapaklı sürahiler, nargileler ve benzeri pek çok yeni ürün ortaya çıktı. Osmanlııların zevklerine göre, canlı figür yerine geometrik kesme ve çiçek motifleri ile dekore edilen bu ürünlerde ithal porselende olduğu gibi boya ve daha çok altın, gümüş kullanılmış, küçük motifler ve çiçekler boyanmış, taş kesmelerle bazen kabartmalı şekiller oluşturulmuştur. 

Kristalde kobat mavisi, cam göbeği mavi, yatay ışıkta yemyeşil hale gelen sarı, rubi kırmızısı, pembe, zümrüt yeşili, süt beyazı ve saydam kristal Türkiye’de en sevilen ve popüler renklerdi.

Ustalık işi kesme motifler yanında genelde bronz çiçek olarak biçimlendirilmiş kapak tutacakları elmas ve kıymetli taşlarla bezenmişti. Bu tür örneklere Topkapı Sarayı Avrupa Camları bölümünde ve Giritli Bohemya Kristalleri Koleksiyonu’nda rastlanmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu ve İran’a ihraç edilen cam eşya içinde bulunan cam göbeği veya açık yeşil Oryantal opalin parçaların Bohemya ı, yoksa Fransa veya Venedik kökenli mi olduğu konusu halen tartışmalıdır. 

Yeni akım Bohemya 1820’lerden sonra hızla ilerleyerek Fransa, İngiltere ve Almanya’daki cam ustalarını da çok etkilemiştir. Bu dönemde keşfedilen yeni renkler, genelde kıymetli taşların renkleriydi. 

19 yüzyılın başlarında Kont Georges Buguoy kırmızı ve siyah opak camın imalat yöntemini buldu. Dublaj işlemlerle beyaz opak bir tabaka ile kaplanan kristal, ustalıkla kesildiğinde çarpıcı ve daha önce tanınmayan yeni efektler yaratmaktaydı. 

Kristalde yurt içinde ve yurt dışında kazanılan büyük başarı, usta işçiliğin ve tekniklerin kaybolması için Kamenicky Senov, Bor ve Prag Tatbiki Güzel Sanatlar Okulları’nda cam işleme sanatı bölümleri gibi pek çok eğitim kurumu açıldı.

Bohemya kristallerinin ünü 19 yüzyıldan günümüze kadar geldi, yirminci yüzyılda Moser Lobmeyer gibi birçok yeni fabrika ürünleri ile tüm dünyada aranır oldu. 

Bohemya kristal avize yapımında da yeni bir çığır açarak, tüm Avrupa saraylarına, şatolara ve konaklara renkli veya beyaz kristal avizeler o dönemlerde kullanılan gaz lambalarına ayak ve fanuslar üretti. 

Avrupa’da 01900’lerde camın oldukça yaygın kullanıldığı Art Nouveau sanat akımında, dekoratif cam imalatında Bohemya 3. sıraya yerleşmeyi başarmıştır. İtina ile tasarlanan ve Türkiye’ye ihraç edilen bu eşyaların bir bölümü müze ve özel koleksiyonlarda bulunmakta, bazılarına da antikacı ve müzayedelerde rastlanmaktadır. 

Türkiye için özel formları nedeniyle ülkemizin bir kültür mirası olan bu eşyaların kısa bir zaman için bizlere emanet edildiğini hatırlayarak, onları korumalı ve değerlerini çocuklarımıza anlatmalıyız. Bunların gelecek nesillere kırılmadan ulaşmalarını sağlamak ulusal bir görevimizdir.