Antikalar E-posta Listesi

Türk Sanat Piyasasından haberdar olmak için, en güncel müzayedeleri takip etmek için lütfen eposta listemize üye olun.

         

123 Street Avenue, City Town, 99999

(123) 555-6789

email@address.com

 

You can set your address, phone number, email and site description in the settings tab.
Link to read me page with more information.

Osmanlı Sarayı’nın Son Ressamı Fausto Zonaro

Yard. Doç. Dr. Aykut Gürçağlar MSÜ. Fen-Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü 

Fausto Zonaro “Paşa” kıyafetinde.

Fausto Zonaro. Osmanlı-İtalyan ilişkilerinin yüzlerce yıllık tarihsel derinliği içinde 19.yüzyılın son çeyreğinde bu ilişkilere en renkli katkıyı sağlamış kişiliklerden biridir.1 İstanbul, Batılı ressamların, 19.yüzyılda en çok ilgisini çeken kentler arasında başta gelmektedir. Bu şehir Doğu’ya yapılan yolculukların başlangıç ya da bitiş noktasını oluşturması bakımından ve parklarla, bahçelerle süslü Avrupa şehirlerinden farklı olarak başlı başına bir bahçe-şehir olarak geçmiş zamanlarda aldığı görüntüyü en iyi tariflerden biri bir Batılı’nın kaleminden çıkmaktadır: “Bahçeler öylesine çok ve büyüktür ki, şehre dağılan ağaçlardan çok, yalnızca bir bölümü temizlenen ormana yerleştirilmiş bir şehir izlenimi veriyor. “2 Seyahat imkanlarının ve seyahatnamelerin giderek artması. 19.yüzyılda pek çok Batılı sanatçının İstanbul’a gelmesini sağlamıştır. Bu sanatçılar arasında yer alan Fausto Zonaro, 18 Eylül 1854 yılında o dönemde Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun işgali altında olan Padova yakınlarındaki Masi kasabasınd, yoksul bir ailenin çocuğu olarak doğmuştur.3 İlkokulu ailesinin birkaç yıllığına gittiği Piacenza d’Adige’de okumuştur. Zonaro bu yılllarda çizim kitaplarına hocası Signor Gennaro’nun karikatürlerini yaparak resimle tanışmıştır.4 Masi’ye dönen aile genişlemiştir ve Zonaro on yaşında ilkokulu bitirdiğinde duvarcı ustası olan babası onu kendisine yardım etmesi için yanına almıştır. On dört yaşına geldiğinde yetenekli bir duvarcı olan Zonaro, kilit taşını yerleştirme gibi güç bir işi rahatlıkla yapar hale gelmiş, istiridye kabuğu formunda birçok süslemeli mermer taklidi kaidelerin yapımında aranan bir dekoratör olmuştur. Zonaro’nun sanatsal yaşamını etkileyen faktörlerden belki de ilk ikisi, çocukluk yıllarında zorlukla edinebildiği Jacopo Barozzi (II Vignola) ve Andrea Palladio hakkında yazılmış iki kitaptan ibarettir.5

Dolmabahçe'de Gezinti - 63.5x97 cm.Tuval üzerine yağlıboya
Fotoğraf: Antik A.Ş. Arşivi 

Fausto Zonaro, 1870 yılında desen öğrenmek için Masi’nin 12 km uzağında bulunan Lendinara’daki bir teknik okula gitmiştir. Bu okulda üç yıl boyunca resim öğrenimi görmüş ve Profesör Federico Cordenons’un öğrencisi olmuştur.6 Okulu başarıyla bitiren Zonaro, hocasının yardımıyla Lendinara Belediye Binası’nda bir resim sergisi açmış ve sergiyi gezen sanatsever Veronalı bir kadın Zonaro’yu Verona’ya götürerek, şair dostu Aleardo Aleardi’nin yardımıyla dönemin önde gelen güzel sanatlar akademilerinden biri olan Accademia Cignaroli’ye girmesini sağlamıştır.7 Zonaro bu akademide 19.yüzyılın çoğu Venedikli ressamına hocalık yapan, usta bir ressam olan Profesör Napoleone Nani’nin atölyesinde çıplak model çalışmaları yaparak, yağlıboya tekniğini geliştirme olanağı bulmuştur.8 Askerlik görevi nedeniyle buradaki eğitimini yarım bırakmış, 9 daha sonra Roma Güzel Sanatlar Akademisi’nden diploma almıştır. Bu diploma ona resim hocalığı yapma imkanı sağlamış, resim öğrenimi gördüğü yıllarda, o dönem İtalyan resmini çok etkilemiş olan renkleri karıştırmadan, küçük fırça darbeleriyle resim yapma yöntemini benimsemiştir. 1880’li yıllarda tablolarını İtalya’da sergileyen Zonaro, bu dönemde Paris’e gitmiş ve 36 Boulevard de Clichy’de bir atölye tutmuştur. Paris yıllarında bazı empresyonist ressamlarla da tanışan sanatçı, 1889 Salonu’na katılmıştır. Zonaro 1891 yılına dek gezgin sanatçıların bohem yaşamını sürdürmüştür. Ancak başarısına ve ününe karşın pek az resim satabilen sanatçı, 1890’da Padova’ya ve Venedik’e resim hocalığı yapmak üzere geri dönmüştür. Burada sonradan eşi olan Elisa Pante ile tanışan Zonaro, onun isteği üzerine İstanbul’a gitmeye karar vermiştir.10 1891 yılında İstanbul’a gelen sanatçının cebinde birkaç yüz frangı vardır ve üçüncü sınıfta yaptığı gemi yolculuğunun masraflarını gemi kaptanının portresini yaparak ödeyebilmiştir.

Sanatçı ve eşi İstanbul’a geldiği ilk yıllarda Taksim civarında bir eve yerleşmiştir.11 Zonaro kente geldiği ilk günlerde küçük boyutlu manzaralar, kent yaşamından sahneleri gösteren tablolar yaparak bunları Peralı bir tacire satarak geçimini sağlamıştır. Kısa zamanda dostlar kazanan sanatçı, yabancı elçilikler tarafından himaye görmüş, hatta İtalyan Elçiliği’nin desteğiyle İstanbul’da yaşayan elçilik mensuplarının hanımlarının devam ettiği bir resim kursu açmış, kurs ücretinin yüksek tutulmasına karşın katılım oranı büyük olmuştur.12 Sanatçının yaşamındaki en büyük değişiklik kuşkusuz onun II. Abdülhamid’in saray ressamı olarak onurlandırılması ve bu görevi II. Abdülhamid’in tahttan indirilişine dek sürdürmesidir. Ancak Zonaro’nun bu göreve getirilişinde A. Thalasso ve C.E.. Arseven’in birbiriyle örtüşmeyen açıklamaları nedeniyle, bazı belirsizlikler vardır. Thalasso’ya göre resimlerini beğenerek koleksiyonuna alan ve sanatçıya saraya resim sunma önerisinde bulunan Ferid Paşa’dır. Thalasso böylece Zonaro’nun 1896 yılında Ertuğrul Suvari Alayı’nın Galata Köprüsü’nden Geçişi adlı resmini tamamlayarak II. Abdülhamid’e sunması üzerine, padişahın resemi beğenmesi ve sanatçıya birinci dereceden Mecidi nişanı ve saray ressamlığı unvanı verilmesi şeklinde açıklanırken,13 o dönemde II. Abdülhamid’in özel yaverliğine atanan Celal Esad Arseven hatıratında, Beyoğlu caddesindeki dükkanlardan birinde gördüğü Zonaro’ya ait bir İstanbul manzarasından etkilenerek, dükkan sahibinden Cihangir’in dar sokaklarından birinde oturan sanatçının adresini öğrenerek sanatçının eyine gidip onunla tanıştığını, bir resmini beş liraya satın aldığını, Zonaro’nun ona: ümid ederim ki ben ahbaplarınıza tavsiye ederseniz dediğini, bunun üzerine C.E. Arseven’in tavsiyesi üzerine sarayca tanınarak bazı resim siparişleri aldığı, ardından saray ressamlığına getirildiği, hatta kendisine on lira karşılığında haftada bir yağlıboya resim dersi verdiğini, bu çalışmalarda Hoca Ali Rıza’nın da bulunduğunu bildirmektedir.14 Ancak Zonaro’nun saraya alındığına dair belge Dolmabahçe Sarayı Arşivi’nde bulunan, 103 sıra numaralı belgedir. Burada H.4 Zilkade 1313 (M.17 Nisan 1896) tarihinde 35 lira maaşla sanatçının saraya alındığı kayıtlıdır. 1897’de tamamladığı Saldırı adlı resminin sultan tarafından beğenilmesi üzerine sanatçıya tüm masrafları sultan tarafından karşılanan ve mülkiyeti Zonaro’ya verilen Akaret-i Seniyye binalarından biri bağışlanmış, sanatçı bu evi hem ev, hem atölye ve sergi salonu olarak kullanmıştır.15

Zonaro’nun Akaretler’deki stüdyo evi. 

19.yüzyılın son çeyreğiyle 20.yüzyılın ilk on yılında İstanbul’daki sanat atmosferinin en gözde kişiliklerinden biri oluveren Fausto Zonaro, 1901-1907 yılları arasında dört kere açılan Salon de Constantinople’e (İstanbul Salonu Sergisi) resimlerini yollamıştır.16 P.Mansel araştırmasında Zonaro’nun 1901-1907 yılları arasında yapılan İstanbul Salonu sergilerinin tümüne resim yolladığını söyler,17 ancak Zonaro yalnızca 1901 ve 1902 sergilerine toplam 57 tablo göndermiş, 1903 sergisine katılmamış18 ve 1904’te yapılması tasarlanan dördüncü İstanbul Salonu Sergisi, sanatçıların ilgi göstermemeleri ve kıskançlık gibi nedenlelrden dolayı yapılamamıştır.19 

Fausto Zonaro ilk çıkışını yaptığı 1883 yılından20 ölümüne değin ışık, renk ve üslup arayışını sürdürerek çağının akımlarına sırt çevirmeden kendine özgü bir üslup yaratmasını bilmiştir. İstanbul’a gelmeden önceki yıllardaki resminde önceleri hareketli bir gerçekçilik hakimdir.21 Seçtiği konular romantik, kullandığı üslüp klasik tarzdadır. Ancak sanatçı Paris’e gitmeden önce Empresyonizm’i tanımış ve empresyonist üslupta denemeler yapılmıştır. Paris yıllarında empresyonistlerle tanışarak görgüsünü geliştirmem fırsatı bulmuştur.22 Fakat sanatçının hiçbir zaman bir üsluba bağlı kalmadığını Empresyonizm’i tanıdıktan sonra da Barbizon ressamlarının realizmini tuvallerinde sergilediğini gözlemlemekteyiz. Fausto Zonaro İstanbul’a geldikten sonra bu akımın vardığı en son nokta olan Empresyonizm’e büyük bir ilgiyle yaklaşmış ve kendi karakterinde mevcut olan doğallığı, sıcaklığı sergileyebileceği en uygun akımlardan bir olan empresyonist yaklaşımla İstanbul manzaralarına o güne dek hiç bakılmamış bir içtenlik ve çok renklililkle bakmıştır.25 

Fausto Zonaro, fotoğraftan yararlanan bir sanatçıdır. Karısı Elisa Zonaro, Paris’e gitmiş ve on sekiz ay fotoğrafçılık eğitimi almış, İstanbul’a dönüşünde Harem kadınlarının fotoğraflarını çekmiş, Fausto Zonaro bu fotoğrafları resimlere dönüştürmüş, böylece saray hareminin resim siparişlerinde önemli bir rol oynamış, sultan bu hizmetlerinin karşılığında Elisa Zonaro’ya sarayın resmi portrecisi unvanını ihsan etmiştir.26

Fausto Zonaro’nun İstanbul’da yaşadığı yirmi yıl boyunca seçtiği konular o dönemde kentin kozmopolit nüfus yapısı kadar renkli ve çeşitlidir. Haliç üzerinden yükselen minareler, Boğaziçi’nin üzerinde parlayan ay, Göksu’da piknik yapan aileler, Yıldız Sarayı’ndan Mekke’ye doğru yola çıkan Sürre Alayı, kentin bir yakasından diğerine gitmek isteyen hanımlara yardım eden kayıkçılar, selviler, gemi direkleri, bacalar, yelkenli gemiler, peçeler ve her yerde göze çarpan kırmızı renkli fes, imparatorlara yaraşır bir ihtişamın son çağında İstanbul’un canlı, karşı konulamaz romantik resimlerinde Zonaro tarafından biraraya toplanmıştır.27 Sanatçı kent yaşamını, insanları, binaları, kenti oluşturan öğeleri, kentin her an değişen renkleri ve ışığı altında Tanrı vergisi gözlem yeteneğiyle içtenlikle resmetmiştir. Bir doğu Akdeniz kentinin manzaralarda gerçekten ne olduğu, zamanın akışı içinde yoksulluk ve görkemin gerçekliği en sonunda sanatçının İstanbul manzaralarında ortaya çıkmaktadır.28 Zonaro oryantalist resmin başlıca konularını kendi resimlerinde kullanarak, döneminin sayılı oryantalist ressamları arasına girmiştir. Ancak sanatçının oryantalist konulu resimleri. 1891 yılından itibaren işlemeye başladığı göz önüne alınırsa, onu bir geç oryantalist sanatçı olarak değerlendirmek gerekir ki sanatçının kendini bir oryantalist olarak tanımladığı hiç bir kaynağa da rastlanmamıştır. Yine de Zonaro, işlediği konular açısından bir oryantalist olarak dünya sanat tarihi literatürüne geçmiştir.29

Sanatçının tüm etkinliklerinin yanısıra, Yıldız Çini Fabrikası’nın ürünlerinden olan porselen tabaklar üzerine figürlü çalışmalar yaptığını görüyoruz.30 Fausto Zonaro ayrıca, İstanbul’da bulunduğu yıllarda resim hocalığı da yapmıştır. Öğrencileri arasında, II. Abdülhamid’in yaveri Polonya kökenli Enver Paşa’nın kızı Celile Hanım ile Tıbbiye Nazırı Dr. Mehmet Rasim Paşa’nın kızı Mihri Hanım.31 J.K.Basmacidis ve Sanayi-i Nefise mezunlarından Alektoridis Efendiler yer almaktadır.32 Fausto Zonaro’nun bu öğrencileri arasında en tanınmışı, ilk Türk kadın ressamlarından biri olan Mihri Müşvik (ya da Mihri Besim) Hanımdır. Kızların henüz Sanayi-i Nefise Mekteb-i Alisi’ne kabul edilmediği bir dönemde, ilgili makamlara baş vurarak yoğun girişimlerde bulunan ve 1914’te bu isteklerini karşılamak üzere kurulan İnas Sanayi-i Nefise Mektebi’nin müdirelilğine atanan Mihri Müşvik Hanım 20.yüzyıl Türk resim sanatı tarihinin akibeti pek çok kimse tarafından bilinmeyen en ilginç simasıdır.33

1907’de II. Abdülhamid’in tahta çıkışının otuzbirinci yıldönümü dolayısıyla ve Sultan iradesiyle Eylül ayında İstanbul’da düzenlenen sergiye de katılan Zonaro, Gün Doğarken Balıkçılar, Kayıkta, Odalık, Ney Çalan Derviş, Arzuhalciller, Rufai Dervişleri, Doğuluların Ahengi adlı tablolarıyla büyük ün kazanmıştır 34. 1891-1911 arasında Avrupa’da sık sık resim sergilemiş olan sanatçının Türk konulu pek çok tuvali 1895-1896 ve 1903’te Roma’da Societa legli Amatori e Cultori di Belle Arti tarafından düzenlenen sergilerde yer almıştır 35. 

Fausto Zonaro 1896 yılından II. Abdülhamid’in tahttan indirildiği 1909 yılına kadar rahat bir çalışma ortamı bulmuş, ancak 1909’da II. Meşrutiyet’in ilanıyla İttihat ve Terakki Partisi’ni desteklemesine karşın, saray mensuplarının mallarına el konmasıyla birlikte taşıdığı saray ressamı unvanını ve evini yitirmiştir.36 Sanatçı 1911’de karısı ve dört çocuğuyla birlikte İstanbul’dan ayrılmışştır.37

Fausto Zonaro yaşamının son yıllarını Liguria bölgesinde geçirmiş ve 19 Temmuz 1929 yılında San Remo yakınlarındaki Imperia kasabasında bulunan evinde dünyaya gözlerini yummuştur.38

konuk0709-09x.JPG

İstanbul, 46x44 cm, tuval üzerine yağlıboya. (Antik A.Ş. Arşivi).

DİPNOTLAR 

  • 1. Osmanlı-İtalyan ilişkileri, Doğu’nun Batı tarafından algılanışı konusunda bkz: Lucette Valensi, Venedik ve Bab-ı Ali Despot’un Doğuşu, çev: A.T.Arnas, Bağlam Yayınları, İstanbul. 1994; Ennio Concina, II Doge E II Sultano Mercatura, Arte e Relazioni nel primo’500 Doç ve Sultan 16.yüzyıl Başlarında Ticaret, Sanat ve İlişikiler, Fiat Türkiye, Vehbi Koç Vakfı, Logart Press, Roma. (tarihsiz); Rana Kabbani, Avrupa’nın Doğu İmajı, çev:S.Tuncer, Bağlam Yayınları, İstanbul. 1933, Edward Said, Oryantalizm Sömürgeciliğin Keşif Kolu, (3.Baskı), çev: S.Ayaz, İstanbul. 1991; Thierry Hentsch, Hayali Doğu Batı’nın Akdenizli Doğu’ya Politik Bakışı, çev: A.Bora, Metis Yayınları, İstanbul. 1996; Aykut Ggürçağlar, Hayali İstanbul Manzaraları, İ.T.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 1996 (Basılmamış Doktora Tezi); Aykut Gürçağlar, “Fausto Zonaro’nun Yeni Ortaya Çıkan Bir İstanbul Resmi Üzerine Düşünceler”, Antik&Dekor Antika, Dekorasyon ve Sanat Sergisi, S:38, Antik A.Ş. Yayını, İstanbul. 1997, s. 90-94.
  • 2. Necla Arslan. Gravür ve Seyahatnamelerde İstanbul (18.yüzyıl sonu ve 19.yüzyıl), İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür İşleri Daire Başkanlığı Yayınları, No: 9, İstanbul. 1992, s.28’den Aubrey Thomas de Vere, Picturesques Promenades in and Near Constantinople and on the Waters of Bosphorus, c.II, London. 1850, s.108.
  • 3. Aykut Gürçağlar, Fausto Zonaro ve Çağdaşlarının İstanbul Manzaraları, İ.T.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 1991 (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), s.1’den Philip Mansel, “Zonaro”, Turquoise, No.3, AN Graphics Limited, İstanbul. 1989, s.55.
  • 4. Ibid, s.1’den Rodolfo Falchi-Ubaldo Spigno, Le Tre Stagioni Pittoriche di Fausto Zonaro, Allemandi&C., Torino. 1993, s.9.
  • 5. Falchi-Spigno, Le Tre Stagioni Pittoriche di Fausto Zonaro, s.9,10,11.
  • 6. Ibid, s.10.
  • 7. Ibid, s.10-11.
  • 8. Ibid. S.10-11.
  • 9. Ibid. S.10-11
  • 10. Semra Germaner-Zeynep İnankur, Oryantalizm ve Türkiye, Türk Kültürüne Hizmet Vakfı Sanat Yayınları No. 4, İstanbul, 1989. S.167.
  • 11. Germaner-İnankur, Oryantalizm ve Türkiye, s.167.
  • 12. Adolphe Thalasso, “Fausto Zonaro Peintre de S.M.I le Sultan”, Figaro İllustre, No. 203, Fevrier, Paris, 1907, s.22.
  • 13. Ibid, s. 27, 28.
  • 14. Celal Esat Arseven, Sanat ve Siyaset Hatıralarım, (yayına haz. Ekrem Işın), İletişim Yayınları, İstanbul. 1993. S.48, 49.
  • 15. Thalasso, “Fausto Zonaro Peintre de S.M.I le Sultan”, s.27-29.
  • 16. Gürçağlar, Fausto Zonaro ve Çağdaşlıklarının İstanbul Manzaraları, s.17’den Mansel, “Zonaro”, s.55.
  • 17. Mansel, “Zonaro”, s.55.
  • 18. İpek Aksüğür Duben, “1873-1908 Pera Ressamları”, 1990 Beymen Yılbaşı Sergisi Kataloğu, İstanbul, 1990, s.18-20.
  • 19. Sezer Tansuğ, Çağdaş Türk Sanatı, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1986, s.111.
  • 20. Giuseppe Luigi Marini, “Fausto Zorano”, Dizionario Encicilopedico Dei Pittprie Degli Incisoriltaliani Dall” XIX Al XX Secolo, c.21, Milano. 1983, s.442.
  • 21. Gürçağlar, Fausto Zorano ve Çağdaşlarının İstanbul Manzaraları, s.19’dan Marini, “Fausto Zorano”, s.442.
  • 22. Ibid, s.19’dan Giorgio Mascherpa. “La Mostra Postuma a Villa Contarini-Simes Fausto Zonaro Pittore Dal Vero Padovano. Lavoro a Lundo Ad Istanbul”, Corriere della Sera, Novembre, Milano. 1970, passim.
  • 23. Ibid, s.19, 20’den Mansel, “Zonaro”, s.57.
  • 24. Ibid, s.20’den Mansel, “Zonaro”, s.57
  • 25. Ibid, s.20.
  • 26. Gürçağlar, “Fausto Zonaro’nun Yeni Ortaya Çıkan Bir İstanbul Resmi Üzerine Düşünceler”, s.93’ten Germaner-İnankur, Oryantalizm ve Türkiye, s.169.
  • 27. Gürçağlar, Fausto Zonaro ve Çağdaşlarının İstanbul Manzaraları, s.22’den Mansel, “Zonaro”, s.57.
  • 28. Ibid, s.22’den Mascherpa, “La Mostra Postuma a Villa Contarini-Simes Fausto Zonaro Pittore Dal Vero Padovano, Lavoro a Lundo Ad İstanbul”, passim.
  • 29. Ibid, s.23-24.
  • 30. Ibid, s.27’den Önder Küçükerman, Dünya Saraylılarının Prestij Teknolojisi Porselen Sanatı ve Yıldız Çini Fabrikası, Sümerbank, İstanbul, 1987, s.134.
  • 31. Ibid, s.27’den Taha Toros, “Abdülmecid Efendi’den Zonaro’ya: Osmanlı Sarayı’nın Son Ressamı Fausto Zonaro”, Şişli Beymen 1987 Bahar/Yaz Sergisi Kataloğu, İstanbul 1987, s.3.
  • 32. Ibid, s.28’den Mustafa Cezar, Sanatta Batıya Açılış ve Osman Hamdi, Türkiye İş Bankası Yayınları, No. 109 İstanbul, 1971, s.422.
  • 33. Ibid, s.28’den Tansuğ, Çağdaş Türk Sanatı, s.137.
  • 34. Ibid, s.28’den Germaner-İnankur, Oryantalizm ve Türkiye, s.169.
  • 35. Ibid, s.28-29’dan Germaner-İnankur, Oryantalizm ve Türkiye, s.170.
  • 36. Gürçağlar, “Fausto Zonaro’nun Yeni Ortaya Çıkan Bir İstanbul Resmi Üzerine Düşünceler”, s.93’ten Philip Mansel, “Zonaro Court Painter of Sultan Abdul Hamid II”, Apollo, No. 126, New York, 1987, s.336.
  • 27. Ibid, s.93’ten Germaneer-İnankur, Oryantalizm ve Türkiye, s.170,
  • 38. Gürçağlar, Fausto Zonaro ve Çağdaşlarının İstanbul Manzaraları, s.41’den A.M.Comanducci, “Fausto Zonaro”, Dizionario Illustrato dei Pittori, Disegnatori e Incisori Italiani Moderni e Contemporanei, c.4, Milano. 1962, s.2112,2113.

(Antik Dekor Sayı 60, syf. 74-82)