Antikalar E-posta Listesi

Türk Sanat Piyasasından haberdar olmak için, en güncel müzayedeleri takip etmek için lütfen eposta listemize üye olun.

         

123 Street Avenue, City Town, 99999

(123) 555-6789

email@address.com

 

You can set your address, phone number, email and site description in the settings tab.
Link to read me page with more information.

Hüseyin Cahit Derman

15 yaşındayken yapmış olduğunuz tabloları geçmiş müzayedelerimizden birinde satmıştık. Çocuk denilecek yaşta klasisizmi nasıl öğrendiniz, anlatır mısınız ? 

1966 yılında Ressam Besim Aydar'ın Beyoğlu'ndaki resim atölyesinde o zamana göre oldukça yüksek bir maaşla sanat dünyasına adım atmış oldum. Bu atölyede ressam ağabeylerimden çok şeyler öğrendim. Besim Usta, ağır kompozisyonlara yöneltiyordu beni. Oldukça yorucu geçen altı aydan sonra, artık hafif bir konu çalışmak beni kesmiyordu. Beni zorlayan işleri yapmaktan zevk alıyordum. Besim Usta'nın atölyesinden çıkıp, gece sabahlara kadar resim yapardım. Besim Aydar ressam olmam için ailemi güçlükle ikna etti. O benim kahramanımdır. Bir yıl sonra Pertev Boyar'la doğadan çalışmalara başladım. Pertev Hoca ile renkleri yeniden keşfettim. 

Çok değişik tarzda resimlerinizi gördüm. Klasisizmin dışında Empresyonist ve Sürrealist tarzda resimleriniz olduğunu da biliyorum. Klasisizmde neden karar kıldınız? 

Normal
0




false
false
false

EN-US
JA
X-NONE

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 


 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
<w:LatentStyles DefLockedState="false" DefUnhideWhenUsed="true"
DefSemiHidden="true" DefQFormat="false" DefPriority="99"
LatentStyleCount="276">
<w:LsdE…

Büyükada'da Son Sirtaki

Akademi yıllarında soyut sanata kadar her ekolde resim yaptım. İlk sergilerimde farklı akımlarda çalışmalarımı sanatseverlere sundum. Onlar bu önerilerimin içinden bugünkü tarzımı tercih ettiler. 

Güzel Sanatlar Akademisi'nde neden Resim Bölümü yerine Seramik Sanatlarını tercih ettiniz? 

Ortaokul ve lisedeki bazı resim öğretmenlerimin kompleksli tavırlarından daha açık söyleyeyim kıskançlıklarından yıldım. Lise yıllarında iki kişisel sergim oldu. Resimlerim ful satıldı. Sergilerim basında geniş yer buldu ama resim öğretmenim iki ödevim eksik diye beni sınıfta bırakmaya kalktı. Akademide tahsilimi riske etmemek için Seramik Sanatlar bölümünde lisans üstü eğitim yaptım. Eğer Dinçer Erimez gibi değerli hocayı daha önce tanımış olsaydım, Resim Bölümü'nü seçerdim. Dinçer Hoca bana her zaman destek oldu. Tablo restorasyonu konusunda ondan çok şeyler öğrendim. İ.D.G.S Akademisi'nden mezun olduğum yıl resim öğretmenliği belgesini de aldım.

Sizi tablo restoratörü olarak da çok başarılı buluyoruz ama resimlerinize onca rağbet varken restorasyon işleriyle zaman harcamanın mantığı neydi? 

Bugün resim piyasasında edindiğim yeri tablo restorasyonu yapmama borçluyum. Restorasyondan elde ettiğim gelir sayesinde ticari kaygılardan uzak, çok zaman ve sabır isteyen kompozisyonlara yöneldim. Kısaca sanat için sanat yapmaya başladım. Kendimi sıkıştırmamak için kişisel sergileri de noktaladım. Bununla birlikte dünyanın sayılı ressamlarının tablolarını restore etme onurunu yaşadım. Büyük resim ustalarının resimlerini onarırken onların resim tekniklerini analiz ettim.

Normal
0




false
false
false

EN-US
JA
X-NONE

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 


 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
<w:LatentStyles DefLockedState="false" DefUnhideWhenUsed="true"
DefSemiHidden="true" DefQFormat="false" DefPriority="99"
LatentStyleCount="276">
<w:LsdE…

Renklerde Yıkandı Taksim

Bu zor işlerin üstesinden gelirken, edindiğim bilgileri tablolarıma yansıtmaya çalıştım. Önceleri bir resim çalışırken eserin konservasyonu hakkında hiçbir önlem düşünmezken; sonraları bir tablo ortaya çıkarma aşamasında, onun yüzyıllara karşı nasıl direneceğini hesap eder, renk ve teknik kullanımına dikkat eder oldum. Bir yağlıboya tablonun yüzyıllar içinde onlarca, yüzlerce kez üzerinde solventler kullanılacağını düşünerek resim yapmaya başlarsanız işinizi bir hayli zorlaştırıyorsunuz demektir. Ancak karşılığında zamana direneceğini bildiğiniz bir eserin tadına doyamazsınız.

Eserlerinizi zamana karşı direnç gösterecek şekilde hazırlamanız dışında tablo edinen kişilerinde konservasyon adına muhakkak yapmaları gerekenler nelerdir? 

Tablolar %55-65 nem oranlarında; 20-22 derece ısıda sergilenmelidir. Ayrıca sigara içilen kirli havalı, rüzgarlı, direkt güneş ışığı alan yerlerden uzak tutulmalıdır. Gürültünün de zaman diliminde yıkıcı etkisi olduğu bildirilmektedir. Tabloların temizliği uzman kişilerce ve zaman geçirilmeden yapılmalıdır. Aksi taktirde toz katmanları tabloların oksijenle temasını kesecek ve resimde çatlamalar, dökülmeler meydana gelecektir. 

Hala restorasyon yapıyor musunuz? 

Restoratör olarak 20 yılı aşkın yoğun çalışma döneminden sonra solventlerin sağlığa zararlarından dolayı bıraktım.Yılda bir yada iki tane tablo deneyimlerimi çocuklarıma aktarabilmek için restore ediyorum.

Normal
0




false
false
false

EN-US
JA
X-NONE

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 


 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
<w:LatentStyles DefLockedState="false" DefUnhideWhenUsed="true"
DefSemiHidden="true" DefQFormat="false" DefPriority="99"
LatentStyleCount="276">
<w:LsdE…

Taksim'de Bir Kış Akşamı

Çocuklarınızın da ressamlığı meslek edinmeleri ilginç. Birlikte sergi açmayı düşünüyor musunuz? 

Oğlum Evren Y.T.G.S.F. de burslu okuyor. Kızım, Evrensel de akademi eğitimi almak için sınavlara hazırlanıyor. Üçümüz de bir sergide tablolarımızı teşhir etmek için çalışıyoruz.

Bir roman yazıyordunuz, bitirebildiniz mi? 

1998 yılında Türk-Yunan dostluğuna katkı sağlayabilmek için "Büyükada'da Son Sirtaki" adlı romanımı yazmaya başladım. Bu arada Türklerle Yunanlıların dost yaşaması için birçok nedeni olduğunu saptadım. Bu noktadan yola çıkarak Büyükada'da Son Sirtaki'nin tablosunu yaptım. Şiirini yazdım. Şiir, vaktiyle Büyükada'dan Yunanistan'a giden Rum dostlarımız tarafından öylesine ilgi gördü ki, Büyükada'lılar bu eserimi Yunan'lılara tanıtmak için ne gerekirse yaptılar. Kimi bu şiiri çoğaltarak sattı, kimi eski dostlarına hediye gönderdi, Yunanistan'da da elden ele çoğaltılarak dağıtıldığı haberlerini alıyordum. Sonunda "Aya Yorgiyos O Kudunas" derneği bu şiirimi 2001 yılında çıkardıkları takvimde Yunanca'ya çevrilmiş haliyle yayımladı. Elit kitleye dağıtılan 5000 adet takvimde Nobel ödülü kazanmış, Elitis , Seferis gibi şairlerle bana aynı değeri verdiler ve Ekim ayı sayfasını ayırdılar.

Yakın bir zamanda Kazancidis'in kitabında da yayımlanması için izin istediler. Dünyanın en büyük uluslar arası kurumlarının koleksiyonlarına tablolarım girdi. Amerika, Avrupa ve Türk Cumhuriyetleri'nde binlerce reprodiksiyonum satıldı. Yurt dışında önemli, özel koleksiyonlarda tablolarım bulunmasına karşın Türkiye'ye en çok puanı "Büyükada'da Son Sirtaki" adlı yurtseverlik ve dostluk temasını işlediğim şiirimle getirmiş olduğumu düşünüyorum. Romanımı bitirmek için acele etmiyorum. Çünkü zaman hep lehime işliyor. Mükemmel bir çalışma yaptıktan sonra Avrupa ve Amerika da yayımlanacak. 

Sanatsever dostlara bir mesajınız var mı? 

Bu söyleşimiz, vasıtasıyla, karanlıkları aydınlatanlara; "Yurtta barış dünyada barış" diyenlere; genç yetenekleri keşfedip destek verenlere; zihinsel engellilere kanat gerenlere; sanata gönül verenlere, saygılarımı,selamlarımı yolluyorum. Özellikle gençlerden bir ricam var. Alkolden, sigaradan ve daha kötü alışkanlıklardan bazı ressam hocalarım ve benim gibi her zaman uzak dursunlar. Sigaranın alkol ve uyuşturucu etkisi olan diğer şeylerin, yalnız sağlığa değil sevgiye de zarar verdiğini ve bu alışkanlıklarla asla daha yaratıcı olunamayacağını bilmelerini isterim.